23 HAZ 2025
Piyasalar

MİLLİ VİCDAN İLMİ DÜŞÜNCE PLATFORMUNDAN "SOSYAL MEDYA FACİASINA YASAL ÇÖZÜM ÖNERİSİ"

  • 55
Punto: 18px12px

SOSYAL MEDYA FACİASINA YASAL ÇÖZÜM: DİJİTAL ADLİ SİCİL SİSTEMİ

Gerçeklerin yalanlar, ahlakın ise algı karşısında mağlup olduğu bir çağda “üretim toplumu olmadan, iletişim toplumu olmanın, bizleri adeta sosyolojik cinnet toplumu haline getirdiğini” bugün üzülerek deneyimliyor; ülkenin en tepe noktasındaki yöneticilerin yahut iş adamlarının, isimleri ve görüntüleri kullanılarak sosyal medyada kitlesel dolandırıcılık yapıldığına tanık oluyoruz. 

Bu husustaki problemleri de çözüm önerilerimizi de kısaca ikişer ana başlık altında sıralayabiliriz.

GÖZE ÇARPAN SOSYAL MEDYA KALPAZANLIKLARI : 

Sosyal medya üzerinden bilindik insanlar ya da kurumların görsellerini kullanarak kısa yoldan para kazanma umuduyla, kitlesel kalpazanlık yapılması (Bu ve benzeri konulara dair güzel bir ata sözümüz vardır; “tamahkâr ile sahtekar birbirini anında bulur”  misali…)

Çeşitli bot hesaplar üzerinden iletişim kurdukları kişilerin hesaplarını ele geçirip, insani zaaflarını istismar ederek uygunsuz paylaşım tehdidi yapılması veya ele geçirdikleri hesap sahibinin arkadaşlarına mesaj atarak “acil paraya ihtiyacım var; şu ibana şu kadar iletir misin?” şeklinde insani duyguların istismar edilmesi…

GÖZDEN KAÇAN YA DA ÖRTÜLÜ SOSYAL MEDYA KALPAZANLIKLARI.

Bu başlık altında açıklayacağım hususlar, Milli Güvenliği bile tehdit edecek daha büyük bir tehlike arz etmektedir.  Bu tehlikenin başında, başkalarının hesaplarını ele geçirmek veya birinin fotoğrafının kullanarak adına sahte (fake) hesap açmak suretiyle, hesabı ele geçirilen yahut adına sahte hesap açılan şahsı uygunsuz sayfa yahut hesaplarla konuşmuş gibi gösterilip şantaj yapılması gelmektedir. Sosyal medyada rahat davranan bir kısım üst düzey ve önemli görevlerde çalışan insanlar, ailevi yahut sosyal çevremde mahcup olurum korkusuyla kendilerine  yapılan şantaja  prim vermekte; teslim olmaktadırlar. Özellikle önemli üst düzey görevlerde bulunan kişilere yönelen bu tarz şantaj fiilleri, şantaj yapanların dış istihbarat örgütleriyle ilişkileri olup olmadığı yönünde sorgulamalar yapmamıza sebep olmaktadır. 

Daha önemli bir tehlike ise, dijital mecranın adeta  “örtülü dijital diktatörce adeta bir silah olarak kullanıldığı” gerçeğidir.

Benim de mensubu ve yöneticisi olduğum Milli Vicdan İlmi Düşünce grubundaki bilişimci arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde, şu an kimsenin fark etmediği iki farklı olay cereyan etmektedir.

Diyelim ki, siz bir paylaşım yapıyorsunuz, bu paylaşım üzerine bloke koyuyorlar, bu paylaşımı sadece siz görüyorsunuz ama başkaları göremiyor

Yahut diyelim ki, sizinle ilgili olumsuz bir paylaşım yapıldı; bunu da herkes görüyor ama siz göremiyorsunuz…

Bu hem çok büyük bir  “SOSYOLOJİK SİLAHTIR”, hem de “DİJİTAL DİKTATORYADIR”

MADEM SORUNLARIN ALTINI ÇİZDİK; O HALDE BAŞLARKEN İFADE ETTİĞİMİZ ÜZERE ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZİ DE İKİ BAŞLIK OLARAK SIRALAYALIM;

  1. Bir “SOSYAL MEDYA ANAYASASI” hazırlanmalıdır: 

*  Sosyal medya hesapları açılma aşamasında, bulunduğu ülkenin nüfus ve vatandaşlık  idaresi ile entegrasyon halinde olmalı ve sosyal medya hesapları hesap sahibinin cep telefonuna gelecek bir aktivasyon kodu ile aktif olmalıdır. Ve bir telefon numarası ile her bir sosyal medya platformunda sadece tek bir hesap açılmalıdır. Tabi bu yapılırken, evvela herkesin kendi adına kayıtlı olan GSM hattını kullanması sağlanmalı; ciddi tedbirlerle sahte hat (ekseriyetle yabancı uyruklular adına alınan hat) kullanımının önüne geçilmeli; aksi yönde kullanımlara ciddi yaptırımlar getirilmelidir. 

* Sosyal medya hesaplarına sponsorluk yoluyla reklam ya da tanıtım veren ticari sosyal medya kuruluşları doğacak maddi ve manevi sonuçtan sorumlu tutulmalıdır.   

* Yabancı uyruklulara GSM hattı satışına ya da bu kişilerin ülkemiz üzerinden sosyal medya kullanımına sınırlamalar getirilmelidir. En çok istismar yabancı hat ve yabancı hesaplar üzerinden yapıldığından, bu hususta ciddi adımlar atılıp; ciddi tedbirler uygulanmalıdır.   

a) Günümüzde “küreselleşmeye karşı çıkmanın, kütle çekim yasasına karşı çıkmak olduğu”  ve ”insanların zihinlerine dijital serum bağlandığı” gerçeğini kabul edip, zihinlere akıtılan bilginin sıhhati ve sağlığını temin edecek “adli sicil sistemi” nevinde bir “bilişim sicil sistemi” kurulmalı ve bilişim biliminin gerekleri günümüz gelişmelerine uygun şekilde yerine getirilmelidir.

b) Sosyal Medyada paylaşılan paylaşımın kime ait olduğu, bilgi sahibinin izni olup olmadığı, paylaşılan bilginin Evrensel Hukuk İlkelerine ve insan haklarına aykırı olup olmadığı  paylaşımın ekinde dijital denetim ve altına adli sicil notu düşülmelidir.

c) Bilişim Standartlarına uymayan paylaşımların otomatik olarak engellemesini sağlayan yeni “bilişim ve denetim sistemlerine” insanlığın özelikle bilişimi hoyrat kullanan bizim gibi ülkelerin acil  ihtiyacımız var.

d) Aksi takdirde insanlık aleminde, iletişimin baş döndürücü gücünün ve bunun kötü niyetli kullanımının oluşturduğu tahribat daha da artacaktır. Bu SOSYAL CİNNETTE karşı ilmi ve bilimsel çalışma yapacak milletin evlatları, hem kendi milletine ekonomik ve sosyal vefa borcunu ödeyecek; hem de insanlık aleminde geleceğin iyi insanları olarak yerlerini alacaklardır…

ÇOCUKLARININ GELECEĞİNİ RİSKE ATMADAN, ÖNLEM ALAN, İŞ İŞTEN GEÇMEDEN ÖNGÖRÜLÜ DAVRANAN, NOTALARI ADALET İLE YAZILMIŞ TAM DEMOKRATİK, ŞEFAF, DENETLENEBİLİR, KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİR  BİR ÜLKE DİLEĞİYLE…