Punto:
Dinle
Türkiye yeniden Batı’ya dönüyor’ gibi haberler akıyor artık..
AB’ye incitici tarzda alttan almaklar da bunu gösteriyor..
aslında olan ve daima olması gereken durum hiç sapmamaktı..
ama ne yazık ki, bizim bize tuzağımız sonucu oldu tüm bu yaşananlar..
biraz yüzeysel de olsa çelişkisiz yaklaşım yapalım..
evet;
sadece siyasal İran’a yarayan
Kürtler, Araplar, Yahudî ve Batı’yla sürekli didişme; genel toplamda bizim mutlak aleyhimize durum idi..
ve sadece bütün bütün yalnızlaşma ile de kalmadık..
yüz milyarlarca dolar pazarlarımızı da kaybettik..
Kerkük’ü bile “yeter ki Kürd’e de yar olmasın..!” hazımsızlığıyla İran canisi Haşdi barbarlarına terk ettik..
*
güya İhvan’ı da gütme inadıyla Mısır’ı, Suud’u ve diğer tüm Araplar’ı da kendimize düşman kıldık ve hem de düşman bildiklerimiz Rum-Yunan-İsrail ile de onları bir ve birlik yaptık..
evet bunu biz sağladık..
*
üstelik; ne mazlum ve mağdur Mursî’yi, ne İhvan’ı ve ne de Rabia ritüelini kurtarmaya da yaramadı bu.. hem artık bunları ağzına bile alan var mı..?!!
halbuki, darbeci de olsa (ki kendi içişleridir) Sisi’li Mısır ile irtibatı koparmasa idik, tıpkı Batı aklının yaptığı gibi, muhtemeldir ki Mursî ve diğer katliamlarda, çok ciddi engelleyici etkimiz mutlaka mümkün olurdu..
yani onların katliamlarından bizim Pers ve Per kuyruğuna takılışımız olan sefilce duruşumuzun da büyük vebali vardır..
benzer şekilde Suud cenahı ve etkisindeki BAE ve diğer Araplar ve hatta Filistin bile dahil, hepsini karşımıza almak sadece ve sadece Acem’e ve siyasal Şia’ya yaramıştır..
başka hiçbir tarafa değil..
ve tüm bunların en büyük zararını en geniş tarzda hem manen ve hem de maddeten gören tek ülke var; Türkiye..!
ve karşılığında aldığı ne oldu..?
hiçbir şey..!
onu vahşice tuzağa düşüren siyasal Şia’dan da tek maddi kazanç gelmediği gibi, üstüne üstlük Zarrab zokkasıyla hem çok kişiyi hem de ülke manevra dümenini de esir vermiş olduk..
ve bunun tüm sonuçları da daha çıkmadı..
mart 2021 ile 50-100Milyar$ bu ülkeye bedel ödetecekler.. büyük ihtimal.. sürekli demokles kılıcılılığı da ayrı hançer..!
temel sebeb İran Acem oyunlarındandır..
ve elbette kasa-masa-nisa zaafı olanlardandır..
ama bedeli; tabii ki bu ülkeden..!
*
bitmedi..
Suriye, Mısır, Libya, Tunus, Suud, vs. Arap dünyasında 100Milyar$’lık iş hacmimiz ve garanti pazarlarımız vardı.. hepsi sıfırlandı..
kendi ellerimizle Batılı rakip firmalara sunmuş olduk yani..
ve tekrar aynı aşamaya gelmemiz on yılları bulacaktır belki..
ve en önemlisi tüm güvenilirliğimizi de gömdük en çukurlara..
bunu tekrar sağlamak nerdeyse imkansızdır..
Araplar, Yahudî ve Batı.. ve hatta Doğu da..
artık bizi; hafif, sersem, ne yaptığı öngörülemez, daima bindiği dalı kesen, her an radikal barbarların oyuncağı olabilen, ancak ve ancak zoru görünce mutlak boyun eğen, zaaflarına derin düşkünlüğüyle parmağında oynatılması çok kolay olan vs. bir ülke olarak görüyorlar..
*
evet..
bu tarz onlarca kez bizi test ettiler ve sonuç da aldılar..
“zor oyunu bozar..” ile her seferinde de avladılar ve avlıyorlar..
çuval geçirilmesi, Zarrab tuzağı, sivil gemimize Alman baskını, Rus uçağı, araştırma gemimizi Akdeniz’den geri çekme, rahip Brunson, gazeteci Deniz Yücel, “aptal olma..!” mektubu ile diplomatik aşağılama, Kerkük ve Irak’tan kovulma, Suriye’den kovulma (ve ama tüm yükün de bize bindirilmesi), Arap dünyasının boykotu, Amerika ve şimdi de AB yaptırım tehdidi vs vs..
tüm bunlara bakıldığında daima tükürüğü yalatılan tek ülke var; Türkiye..!
ve karşılığında ne alındı..?!
hiçbir şey..!
*
yakında tüm bedel ve masrafları bize bindirilip ödetildikten sonra Libya ve Suriye’den de kovacaklar..
hem de tam felç edilmiş halde, “hayır..!” demeye bile mecali olmayacak halde..
*
ekonomik olarak zaten Sultan Hamid durumundan bile daha beter ağırlık bindi sırtımıza..
satılmadık birşey kalmamak bir yana, hepsi bir de haraç-mezat fiyata gitti.. gidecek de..
çünkü döviz darboğazıyla nefes alamaz hale geldik/getirildik önce..
dahası bile bile bodoslama biz bunu sağalttırdık..
tüm değerlerimiz 5-10 misli değer kaybetti..
40Milyar$ eden bir varlığımız, artık 4Milyar ya eder ya etmeze düştü..
ve ona da gelip el konuluyor ucuz fiyattan.. sadece adı konulmamış kapitülasyonlar tam da bu olsa gerek..!
daha ne olabilirdi ki..!
*
peki tüm bunlar niçin oldu..?!
ne sebep oldu..?!!
görünür sebep sadece horozlanma.. sadece külhanbeylilik ile tatmin olma.. sadece bindiği dalı kesme gafleti....
*
ne zaman başladı..?!
ilkin 2007-2008’lerde FETÖ ve İrancı derin (!) çetelerin çekişmesiyle panikleme başladı..
ve şeytanların tuzağı tuttu..
Batı’dan kopmanın tek çare olacağı ve bunun yerine “İhvancı” hayalcilikle tüm İslam Alemi’ne padişah olunabileceği rüyası, bizim baloncuları mutlak esir aldı..
Arap Baharı, özünde bir medeniyet, özgürlük ve çağdaşlık hareketi iken; Kaddafi, Saddam, Mübarek gibi diktatörlüklerin sonunu getirip, hürriyet ve demokrasi ve insanlığa layık müspet demokrasiyi doğuracak müjdeler başkangıcı olup icra ve ihya olması beklenmeli ve sonuç verdirmeli iken;
siyasal İslamcı veya Din’ciler bunu, gidecek diktalar yerine Osmanlı Sultanlığı’nın kuruluş ve dirilişinin başlangıcı sandılar veya ‘neden böyle olmasın.!’ çocukça zehabına cidden kapıldılar..
ve bununla güya Türkiye yine hem Sultan ve hem de Halife olacaktı..
acemi Mursî de buna istemese ve inanmasa da mecburen kapıldı..
ama bizim sinsi İrancı tayfa bunu anında gördü..
Avrasyacı işbirlikçileriyle, bile bile pohpohladılar.. sonucun bu olacağını basit bir mantık yürütme ile gördüler..
ki bunu görmemek en ucuz ahmaklıktı.. hiç kaçırırlar mıydılar..! ve kaçırmadılar da..
gayet açıktı..
Arap ülkeleri, diktatörlüklerinin sonu demek olan tüm bunları elleri armut toplayacak tarzda bekleyecek değillerdi ya..!
ve evet.. Acem ve Avrasyacı hinler ağlarını ördüler.. FETÖ gibi basit ve uyuz ahmakları kullanmak için ilkokul-3 çocuk beyni bile yeterli idi.. ve Zarrab gibi bir tıfıl kukla ile de her yere metastaz yapmak gibi pek çok tatlı hamlelere giriştiler..
davul da tokmak da tümüyle onlarındı ne de olsa..
buna Yahudî ve Batı leş kargalarının avuç ısındırmalarını da ekleyin..
tüm şerrler aynı safta..!
ve bunu sağlayan ve sağlatan esas neden,bizim hiçbir stratejik derinliği olmayan saf saf saflıkta..!
*
öyle doldurşa geldik ki, bir hafta içinde Şam alınacak, muhtemelen bir kaç ay içinde Hicaz düşecekti..
ve artık Dünya kesin beşten büyük ama biz de dünyadan da büyük olacaktık..
büyük büyük en büyük tek biz olacaktık..!
*
ve şeytanlar doymuyordu, durmuyordu.. en büyük balon için en büyük hainler ve hinler hiç ama hiç durmaksızın üfürmeye devam ettiler..
ne kadar yükseltirlerse, düşüş ve iflasın da o denli dehşet olacağının tam bilincinde olarak hem de..
içerde safçı din’ciler, Mao-Şiacı Perinçekgiller ve sinsi Persçiler, dışarıdan Çin ve Rusya..
fazlaca da zeki olmayan oyuncuk’larla her istediklerini sonuç olarak aldılar..
maalesef..!
*
bu sırada Batı (ve Yahudî) ne yaptı..?
- Batı da tümüyle rasyonel davrandı sadece..
o da bedavadan hiç emek ve bedel olmaksızın, on yıllardır elde etmekte zorlandığı tüm paye ve avantajlarını, ta iliklerimize kadar emmenin keyfini çıkardılar sadece.. hem de ayak üstüne ayak atıp koltuğunda gevişleyerek..
kesin emindi çünkü..
bu Acem tuzağı sonucunda, hem radikaller, hem barbarlar ve hem de tehdit gördüğü Siyasal İslamcılık yok olacaktı..
hem de şımarık züppe Arap diktalarına ölüm göründüğünden kucağa oturtmaya mecburen razı olmaklar olacaktı..
ve hem de Türkiye, eninde sonunda tüm tükürdükleri yalatılarak tam ehlileştirilmiş olarak mutlak teslim alınacaktı..
tabii ki Türkiye asla bütün bütün atılamazdı.. yok edilemezdi..
çünkü Türkiye kaybedilmeyecek kadar önemli idi, lazımdı daima..
ve ama tehdit olacak kadar da potansiyel idi..
optimal durum daima el altında ona muhtaç ve makum olmasıydı..
dolayısıyla ölmeyecek sınıra kadar izlemek keyifli idi ve kazınçlıydı da..
zaten tüm ithalat, ihracat ve eğitim yönüyle de kendisine mahkumdu..
eninde sonunda kendisine dönecekti ve mecburdu..
bu fırsattan alabileceğinin maksimumunu almaya baktı, rasyonel ve materyalist ve makyavelist Batı..
elbette ahlak ve merhamet, kendi isteği ve rızası ve güya oyunuyla altta kalana gösterilmezdi..
zaten Batı için bu kavramlar bir strateji argümanı asla olmadı ve olamazdı da..
hem ulusların çıkar önceliği tüm inançlar için de geçerli düstur idi zaten.. buna Türkler inancı da dahil..
*
ve sonuç..
beklenen oldu ve oluyor..
bu taraf mutlak şekilde tökezlediler..
Mursî ve İhvan komple yok oldular..
Siyasal İslam ve Türkiye bacağı da felç olmuş durumda..
ve en ağır bedelini de sadece biz ödüyoruz ve ödeyeceğiz de daha..
umulur ki tez elden bu mutlak saf’lıktan ve Pers ve Perç (Perinçekçi Avrasyacılık) sinsi tuzaklarından ayılmaklar, ki hala mümkün iken, mümkün olsun.!
*
ve işte eğer bu haberler doğru ise, “zor oyunu bozar..!” ile de olsa, umarız ki Türkiye kendine gelmiş olsun..!
hem Kürtler hem Araplar ve hem de tüm Batı (Yahudî dahil) ile tekrar ülkesinin menfaat maksimizasyonu çerçevesinde optimal konumunu alsın..!
hem zaten ABD ve Taliban bile kanka oldular işte..!
tüm Arap ülkeleri ve Kürtler bile Yahudî ve Batı ile karşılıklı çıkarlar temelli teşebbüs ve anlaşmalara giriştiler bile..!
Suud-BAE-Ürdün-Mısır ve İsrail ilişkileri hiç olmayacak tarzda ortak çıkarlarda barışçıl tarzda buluştular işte..!
Türkiye neden tüm dünyanın yükünü çeksin ki..!
hem de kendini de tüketip yok ederek.. hem de ahmak ve fesad damgalarını da yiyerek..!
hem de sadece ve sadece Pers ve Perç kesimini tatmin ve mutlu ederek..!
*
evet niye tüm bedeller bize olsun ki..!
hiçbir hafsalananın almayacağı mantık..!
ne strateji, ne ahlak ve ne de derinlik açısından hiçbir izahatı bulunmuyor..!
evet..
Siyasal İslamcılık iflas etti ve ettirildiği de bir yana, adeta tüm bedeli de tek başına bize ödettirildi.. ama maalesef ki bunu biz ettik kendi kendimize..
tarih bu aymazlığımıza tersinden Nobel ödülü verecekse, emin olabiliriz net olarak kimlerin en çok sevineceğine..!
kimlerin utanacağına ise emin değilim..
ve şurası artık gizlenmiyor..
bize dünya bakışı artık istihza boyutunda; maalesef..!
10.12.2020,nikaO
