Piyasalar

Ülkücülüğün Hikayesi Bitmez!

Punto:
Tahir abi ile 70'li yılların başlarında iki ülkücü olarak tanıştık...tabii o benden yaşta büyük ve teşkilatta kıdemli... Sık sık Karslı arkadaşlarına takılır ve şöyle derdi: Gelalum iktidara, veracağum Kars'i; alacağum Batum'i... O zamanlar henüz bilmiyordum tabii, meğer biz dedelerimizden dolayı iki Batumlu hemşehriymişiz...93 harbine yani 1877'ye kadar Batum, Trabzon vilayetine bağlı bir sancak ve Onların Ardeşen'i de bizim Çamlıhemşin'imiz de Batum Sancağına bağlı... Aslında 1877'de de bağlı fakat artık Batum'un kendisi yok...harpte kaybettik...meşhuur elviye-i selase hikâyesi...üç liva, yani üç sancak...Kars, Ardahan ve Batum... Bu üç sancak 1878'de, Ayestefanos anlaşması ile resmen de Rusya'ya bırakıldı...fakat hikâyemiz bitmedi... I. Harbin sonuna doğru 3 Mart 1918'de, artık bolşevik Ruslarla Brest Litovsk anlaşması imzalanır...anlaşmaya göre, 3 Sancağın (Kars, Ardahan, Batum) akıbeti halk oylaması ile belirlenecek ve halk oylamasında, Rus kayıtlarına göre 19 yaşını doldurmuş erkekler oy kullanacaktır... Anlaşmanın mürekkebi kurumadan Ruslar ihlale başlar ve Enver Paşa emir verir...37. Kafkas Tümeni, 4 Nisan'da Ardahan'a, 14 Nisan'da Batum'a girer...Kars 25 Nisan'ı bekliyor... 14 Temmuz 1918'de başlayan halk oylaması bir kaç gün sürer...Batum'da 4.312 seçmenden 2.669'u Osmanlı der...Batum yine bizim... 1920 de I. Mecliste Batum 5 Milletvekili ile temsil ediyor...hepsi pek muhteremdir fakat içlerinde bir Ali Rıza Acara vardır ki...peki, gözlerinize kıymayayım... Uzatmadan...bizim zayıflığımız, İngilizin hilesi, Rus'un alçaklığı...Kars, Ardahan bizde kalır, milletvekilleri bizde kalır ve Batum gider...16 Mart 1921 Moskova Anlaşması...fakat hikâyemiz yine bitmedi... Dedelerimiz Türktü ve yoksuldu...Batum'u istirdat hayaline, boş mideleri müsaade etmiyordu...karnımız doyduğunda biz, dedelerimizden miras hüzünle hüzünlendik ve istirdat hayallerini onların yerine kurduk... Ortalıkta dolaşan şaklabanlara ne olur aldırmayın...ülkücüler başka hikâyelerin çocuklarıydılar ve kalmadılar...mağlup ayrıldılar demek insafsızlık olur...hikâyemiz yoruldu fakat hâlâ bitmedi...fıtrat değişmediğine göre...başka bir zamanda, başka çocuklar...bizim çocuklarımız... Mustafa DUMAN