Piyasalar

Türkiye Savaş Ekonomisine Geçmek Zorunda

Punto:
‘’Türkiye’nin önde gelen holdinglerinden Doğuş Holding, bankalarla masaya oturdu ve borç yapılandırması istedi. Geçen aylarda da Yıldız Holding’in 10 banka ile masaya oturmuş 6 milyar dolar civarındaki borcunun yeniden yapılandırılması için Yapı Kredi’yi lider düzenleyici banka seçmişti.’’ Doğuş Holding’in bilançosuna bakıldığında 2017 itibari ile bankalara 23.5 milyar TL borcu var. Bu borcun yapılandırılmasını talep ediyor. Yani mevcut ekonominin getirdiği hali hazır durum; ‘’ben bu borcu ve faizleri ödeyemem’’ dedirtiyor. Koca Doğuş Holding bankanın kapısına, Ülker grubundan sonra gidiyor ve yeniden ödeyebilmek için zaman ve faizlerle ilgili öteleme istiyor. Çok açık ve net ifade edeyim ki gelinen durum sadece bir başlangıçtır. Bunu ardışık takip edecek olan Holdingler olacaktır. Neden bu kadar emin bunu ifade ediyoruz? Çünkü yıllardır ifade ettiğimiz mevcut para kredi sistemi bir borç balonu ile üreticiler ve tüketiciler üzerinde şişkinlik oluşturmuştur. Faiz ekonomide patlayacak halde iltihabını toplamıştır. Şimdiki sıcak süreç bu balonun patlama zamanının geldiğini göstermektedir. Mevcut para kredi sistemi devam ettirilerek, kanser olmuş ekonominin kanserli para sisteminin işleyiş biçimi ile asla ekonomi düzelmeyecektir. Kurgunun işleyişi gereği diğer büyük şirketler içinde sonuç Ülker ve Doğuş Holding gibi olacaktır. Bankaların bu şirketlere borç yapılandırması ile bir çıkış yolu bulacağı kanısı son derece yanlıştır. Bu sadece borç düzeneğinde bir nefes aldırma salınımıdır. Ya sistem değişecek yada bu balon patlayacak. Şimdi şirketlerimiz ve hükümet bu konuda bir yol ayrımındadır. Bu sistemle devam edilemeyeceği gerçeğini bir paradigma değişimi ile kabul etmek zorundayız. Ekranlarda çıkıp ekonomi ile ilgili konuşan zihinsel argumanalarıyla batıya eklemlenmiş, yarım yamalak eveleyip geveleyip duranların ifadelerine dikkat edin! Çok şey söylerler ama faiz düzeneğinin kaldırılmasıyla ilgili bir şey asla söylemezler. Neden? Çünkü mevcut ekonomik olumsuzluklarla ilgili sistemden bağımsız çözüm düşünemiyorlar. Eğitimleri buna müsait değildir. Çözüme odaklı, sistem dışı çözüm önerileri üreten bir değersayımları yoktur. Bundan ötürü aynı şeyleri tekrar edip dururlar. Şirketler kendilerini bütün borçlardan kurtarmak istiyorsa, hükümet ekonomi yönetimi iktisadi açmazları aşmak istiyorsa, her şeyden önce, sistemde palyatif çözümleri önermek değil, para kredi sistemi değişikliğine gitmek zorundadır. Bu ancak yeni bir ekonomik modelle olabilir. Bunu biz yapamayız, şöyleydi böyleydi diye geveleyenleri elimizin tersi ile itmek zorundayız. İşte bu bağımlı kafa yapısının yüzünde ekonomi bugün bu haldedir. 2008 küresel finans krizine çözüm bulunmuş değildir. Türkiye ekonomi konusunda savaş ekonomisi planlamasına geçmek zorundadır. Altını çizerek söylüyorum; borç para sisteminin dijital geçişi, kontrol edilemez evrilme sürecine fırsat vermeden; mevcut yapının bütün aksaklıkları ile ortaya konulması, yeni modelin işleyiş biçiminin tanımlanması, yapısal değişim sürecini belirleyip programlanması gerekir. Yöneticilerimizi, STK, İş adamlarımız ve tüm ekonomik kuruluşlarımızı uyarıyoruz; Bu borç düzeneği devam ederek güçlendiği taktirde önce parası olanlar kaybedecektir. Sonra banka krizleri, 1994, 1998 ve 2001 krizlerini tüm ekonomiye yeniden yaşatacaktır. Bu çaptaki bir kriz Türk milletine ve Türk devletine açık ekonomik bir saldırı şekline dönecektir.Acil olarak Ekonomi Finans Sisteminin yeniden yapılanmasını öneriyoruz. Selam ve dua ile...