Dinle
Milliyet” dediğimiz gerçekliğin iki ana unsurundan birincisi “dil” ise ikincisi de dilin ana taşıyıcısı olduğu bütün kültür unsurlarıdır. Kültür unsurlarının birey ve toplum üzerinde en etkilisinin de “din” olduğu bilinen bir gerçek... İşte Yahya Kemal’in sözünün anlamını burada yakalayabiliriz. Ahmet Yesevi dilimizi, dinimizi ve din anlayışımızı en çok borçlu olduğumuz insandır. Hatırlatalım ki; Ulu Türkistan coğrafyasında Ahmet Yesevi içinkullanılan tabirler, Hazret Sultan, Piri Türkistan ve Peygamber-i Sani’dir. Ulu Türkistan coğrafyası bu tabirleri bilinçli olarak kullanmıştır.
Türk Dünyasında bu bilinç yaygınlaştırılmalıdır.
Türk Dünyası deyince aklımıza ilk gelen yedi bağımsız cumhuriyetimizdir. Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve
Kuzey Kıbrıs TürkRusya Federasyonu içinde “federe devlet” olarak varlığını sürdüren Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Saha (Yakut), Altay, Tuva, Hakas, Karaçay-Çerkes Cumhuriyetlerini ekleyelim... Kuzey Kafkasya’da; DağıstanKabartay-Malkar, Adigey, Kuzey Oset, Çeçen ve İnguş’u da kardeş cumhuriyetler olarak hatırlayalım. Çin içindeki Özerk Uygur Bölgesi denilen Doğu Türkistan’ı, Afganistan’ın Kuzeyini oluşturan Güney Türkistan’ı, İran’daki Azerbaycan, Horasan ve Kaşkay Türklerini, Irak’ta Türkmenleri, Suriye’deki Türkmenleri, Kırım Tatarları denilen Türkleri Ukrayna'daki olduğunu öğrenmeğe başlayan Amerika yerlilerinden kimilerini de unutmazsak “Türk Dünyası Kavramına” yaklaşmış oluruz.
Türk Dünyası haritası üzerine yerleşen Türklerin ana birleşme noktası
“ana dil”dir. Türkçelerini koruyanlar kimliklerini korumuşlar; ötekiler eriyip gitmişlerdir.
Bugün dünya yüzünde yaşayan Türklerin büyük çoğunluğu islam dininecivarındadır. Tuvalı’lar budisttir. Saha ve Altay ise yarı eski Türk dini, bu-kanlık biraz ortodoksluk ve kamcılık uygulaması içindedirler.
Bir gerçek, müslüman olanların aralarında dil bakımından da anlaşma sıkıntısının az olduğu, müslüman olmayanlarla anlaşmak için daha çok çaba gerektiğidir. Gagauzların bu kuralın dışında oluşları vaktiyle müslümanken sonradan ortodoks ve
Şimdi isterseniz tarihte ve günümüzde Türk’ü tanımlayalım: “Türkçe konuşan ve çoğunluğu müslüman olan insanlar topluluğu...” Her tanımın tartışmalı yönleri olabilir ama gerçeğe en yakın olanı
budur Bu durumuyla Türklük yeryüzünün geçmişinde ve bugününde eşi ve benzeri olmayan bir güzelliktir. Türk’e aşık olanlar bu güzelliği görebilenlerdir