Piyasalar

Sokağa Çıkmak mı?

Punto:

"Sokağa döküleceklermiş, ya siz 15 Temmuz'u görmediniz mi? Cumhur ittifakı sizi gideceğiniz yere kadar süpürecektir."

Bir Cumhurbaşkanı asla bu sözleri söylemez.

Bir defa kimse kimseyi sokağa çağırmıyor.Ne Sayın Akşener'in, ne de sayın Kılıçdaroğlu'nun ağzından böyle bir laf çıkmadı. Tam aksine her iki lider de, daha sert muhalefet çağrılarına daima ihtiyatla yaklaştılar,eleştirileri göze alarak toplumu germeyecek bir tutum izlediler.

Sokak,  kaybetme korkusu taşıyanların son umudu ve sığınağıdır. Bütün göstergeler muhalefetin kazanacağını ve aranın giderek açıldığını gösteriyor. Son emekli zamlarından sonra millet ittifakının ipi göğüslemesi neredeyse  kesinleşti. Çünkü Türkiye'de 9.3 milyon emekli, 3.9 milyon dul,yetim maaşı alan insan var. AKP'nin en önemli oy depolarından biri bu toplum kesimiydi. Ekonomik kriz en çok bu kesimi ezdi. Emekli maaşlarına yapılan zammın beklentilerin altında olması bu adı konmamış ittifakı bozdu. Çok büyük bir sürpriz olmadığı takdirde iktidardan kopuşlar sürecektir. O sürpriz, ancak sokağın karışması, kaos endişesi ile vatandaşın kötü yönetimi iç karışıklığa tercih etmesi olabilir. Muhalefet sokağı karıştıracak araç ve imkanlara sahip değil. Böyle bir ihtiyacı da yok. Sokağı karıştırmak, kim kaybediyorsa ondan beklenir.

15 Temmuz dayanışması ne sn Erdoğan, ne AKP içindi. Sokağa çıkanlar milletin devleti cemaat devleti olmasın diye sokağa çıktılar. Sahiplendikleri şey, şu veya bu parti değil, demokrasiydi. Lakin sahip çıktıkları demokrasi usul usul  tahrip edildi, cemaat devleti gelmedi ama onun yerini -şahsımın devleti- aldı. Bir kişinin hırs ve zaafları bir milletin kaderi oldu.O tarihte Cumhur ittifakı değil, Türkiye ittifakı vardı. Erdoğan'ın kullandığı kutuplaştırıcı dil, o dayanışma ruhunu dağıttı, demokrasiye sahip çıkanlar da her partilisiyle Türk milletiydi.

Ortada fol yok, yumurta yokken sokağa dökülmekten bahsetmek minareyi çalmadan kılıfı hazırlamak olarak da anlaşılabilir. Böyle bir beklentiye toplumu hazırlamak, bir şeyin kendisinden önce algısını oluşturmak anlamına gelir.İktidar yol vermedikçe kitlesel çapta bir sokak hareketi söz konusu olamaz.

CB bu sözleri, gittikçe derinleşen ekonomik kriz ve kötü yönetime karşı oluşabilecek kitlesel tepkilerin önüne geçmek için de söylemiş olabilir.  Çünkü kriz derinleştikçe sosyal patlama ihtimali artar. Bugün iktidara karşı ciddi bir hoşnutsuzluk var. İktidardan beslenenlerin dışında kimse mevcut politikaları savunamıyor. Vatandaş iktidarın gitmesini isterken, iktidar yerinde kalmak için direniyor. Erdoğan bu gerilimi korku salarak bastırmak istemiş olabilir.

Öyle veya böyle sokak hiç bir şeyin çaresi değildir. Sokak edebiyatı, sokağa teşvik eder. Cumhurbaşkanlığı makamı halkı kucaklama makamıdır. Tek adam düzenine kadar da böyleydi.Sistem değişikliği ile birlikte bu özelliğini yitirerek bir parti organı haline geldi. Muhalefet, bütün kamuoyu araştırmalarında önde gidiyor. Bu bilinçle de sorumlu davranıyor, agresif bir dil kullanmıyor.Kazanacağı bir seçimi niçin sokağa feda etsin.Sokak kaybedenlerin sığınağıdır.