Piyasalar

Kimsenin Korumasına İhtiyacımız Yok!

Punto:
Kanuni Sultan Süleyman Han; “Ben ki, sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç giydiren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz'in, Karadeniz'in, Rumeli'nin, Anadolu'nun, Karaman'ın, Rum'un , Dulkadiroğluları Vilayeti'nin, Diyarbakır'ın, Kürdistan'ın, Azerbaycan'ın, Acem'in, Şam'ın, Haleb'in, Mısır'ın, Mekke'nin, Medine'nin, Kudüs'ün, bütün Arap memleketlerinin, Yemen'in ve daha nice ülkelerin ki, büyük atalarımın Allah kabirlerini nurlu etsin karşı konulmaz kuvvetleriyle fethettikleri ve benim muhteşemliğimle de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın gücüyle fethettiğim nice memleketlerin sultanı ve padişahı olan Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sulan Süleyman Han'ım.Sen ki, Fransa vilayetinin kralı olan Françesko'sun... ”Kanuni Sultan Süleyman Han'ın, Françeşko'ya sözlerinden; "Türkiye'ye yönelik her hangi bir nükleer saldırı olursa, Türkiye'yi koruruz" diyen Putin'in  sözlerine... Bu asla kabul edilemez.  Bizim kimsenin korumasına, savunmasına  ihtiyacımız olmamalı!  Biz geçmişi ile, geleceği ile, her türlü güce sahip olmaya muktedir bir Milletiz.  Nereden, nereye geldiğimizi açık bir şekilde ifade edelim. Edelim ki, Türkiye'nin, Türk Milletinin düşmanlarının kim olduğunu anlayalım.  Bizim düşmanımız,  ne ABD, ne  Rusya, ne Çin, ne AB ülkeleri nede başka birisi. Bizim asıl düşmanımız içimizdeki hainlerdir. Bizi üç kuruşa satan,  küfrün yardımına mahkum edenlerdir. Çağın gerisinde bırakmak için ellerinden geleni yapanlardır. Türkiye'yi emperyal güçlere peşkeş çekenlerdir. İki yüz yıldır, emperyal güçlerin tezgahına gelenlerdir. Beyinleri cıvık cıvık olmuş, iğfal edilmiş Batı hayranlarıdır. Dünyalığı için ahretini satan imansızlardır. Bu Milletin milli ve manevi değerlerini yok sayan, bizi yabancılaştıran, milli birlik ve beraberliğimizin temeline dinamit koyan, adına aydın denen kafası karanlık uşaklardır. Bizim düşmanımız, Ülkemizde ne zaman bir bilimsel  ve teknolojik gelişme olsa engelleyenlerdir. Kafirleri efendi bilen, onların emir ve talimatları ile hareket eden,  köle ruhlu ajanlardır. Satılmış alçak, hain beyinlerdir. Türkiye de emperyal güçler için çalışan, mücadele eden, onların taşeronluğunu yapan köpeklerdir. Türkiye'ye karşı, emperyal güçler adına vekalet savaşı veren, içimizdeki  PKK,PYD,YPG, DEAŞ vs. çakal sürüleridir.  Bizim düşmanımız, bizi zayıf ve güçsüz bırakmak için, her türlü ekonomik tezgahı kuran, bir kısım iş adamlarıdır. Kardeşçe yaşamamızı hazmedemeyenler,  bizi , Alevi-Sünni, Türk-Kürt, ayrımı yaparak, böl, parçala, yut taktiği uygulayan vatan hainleridir.  Bunları uzatabiliriz. Asıl soru ise şu! Biz gerçek düşmanı biliyorsak neden gerekli önlemleri almıyoruz veya alamıyoruz? Elbette ideolojiler inhisarcıdır. Hiçbir ideoloji bir başka ideolojinin üstünlüğünü asla kabul etmez. Tek hakim güç olmak için mücadele eder. Düşman düşmanlığını yapacak. Tersi eşyanın tabiatına aykırıdır. Peki biz ne yapıyoruz? Birilerinin savunmasına, korumasına muhtaç halde isek, bu ülkenin vatanseverleri beyinlerini çatlatırcasına düşünmesi lazım. Bu onursuzluğu nasıl ortadan kaldırırız diye.  Bu ülkenin düşmanları yüz yıllar boyunca hiç bitmemiştir.  Bitmeyecektir de. Dışarıdan Türk ve İslam düşmanları, içeriden hainler, bu Milleti esarete mahkum etmek için var güçleri ile savaşırken, bizler neler yapıyoruz? Namusumuzu, iffetimizi, Vatanımızı, Milletimizi  korumak ve savunmak için hangi çabayı gösteriyoruz.  Kimlere muhtaç hale geldik,  savunulmak ve korunulmak için!? Bu onur kırıcı durumdan kurtulmanın yolu ise çok basit! Hangi, "Değerler" Kanuni'ye o mektubu yazdırmış ise, aynı değerler hayat haline gelmeli. Kanuni'ye o mektubu yazdıran hangi,"Halk İse" bu halk, o halk olmak için top yekun silkinmeli, kendimize gelmeliyiz.  Mehmet Akif Ersoy'un uyarısı kulaklarımıza küpe olmalı; "Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır." O halde hep birlikte seksen milyon olarak bu Vatana sahip çıkmak zorundayız. Kendi ailemizden tutunda, İnandığımız bütün değerler için.  Hürriyet ve istiklalimizden tutunda, muasır medeniyetler seviyesi üstüne çıkmak için.    Bir Vatanımız varken, Bayrağımız gönlerde dalgalanıyorken, camilerimiz de ibadet yapılıyorken, çocuklarımızın ismi Türk ve Müslüman ismi iken... Unutmayalım ki, bu ülkenin haini ne kadar  çoksa, milli ve manevi değerlerine bağlı vatan severleri de o kadar çoktur. İşte son günlerde kahramanlık destanları yazan askerimiz, polisimiz, koruyucumuz. Gözlerimiz yaşlı bu yiğitlerin gözlerini kırpmadan canlarını nasıl verdiklerini, kanlarını nasıl döktüklerine şahit oluyoruz.  Unutmayalım ki, şehit olan evlatlarımızın şahadetinin nedenlerinden biri de yeteri kadar ileri teknolojiye sahip olamamamızdır. Bunun sorumlusu yukarıda saydığımız tarihsel düşmanlarımızdır.  Evlatlarımız için, Vatanımız için, Milletimiz için, Bayrağımız ve muhterem Dinimiz için;  MİLLETİM UYAN! YA ESARET ZİNCİRLERİNİ KIRIP İNSAN GİBİ YAŞAYALIM, GURURUMUZU, ONURUMUZU AYAKLAR ALTINA ALINMASINA İZİN VERMEYELİM, MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNİN ÜSTÜNE ÇIKALIM,  YA DA ARSLAN GİBİ ÖLMESİNİ BİLELİM! BU MİLLET, NE ESİR OLDU, NE MÜLTECİ.  YA DEVLET KURDU, YA ŞEHİT OLDU. BUNU DA ASLA UNUTMAYALIM.  Kaynak: Türkiye hiç kimsenin korumasına muhtaç olmamalı!