Piyasalar

Hükümet Faiz Kuşatmasını Yarabilecek Mi?

Punto:
Siyasi partilerin başarısının temel göstergelerinden birisi de denk bütçenin yapılmasıdır. Bu başarının bir adım öteside bütçe fazlası vermektir. Bütçe fazlası; giderlerinizi geçen gelirlerinizin olması demek. Fazla gelirlerinizde, yeni projelerinizi gerçekleştirmek için hazır bir kaynaktır. Demekki projelerin gerçekleşmesi için kaynağın olması gerekiyor. Türkiye'nin kaynak konusunda her hangi bir sıkıntısı yoktur. Sorun sadece bol olan kaynaklarımıza ulaşmada tercih edilen yol yordam sorunudur. Kaynaklarınızı verimli kullanmada tercih biçiminiz kaynağın kendisi kadar önemlidir. Ak Parti'nin istemese de zorunlu verdiği bütçe açığı da işte bu tercih edilen yol yanlışlığından geliyor. Hangi Ak partili arkadaşımız çıkıp da bütçeden 71.7 milyar faiz ödemeyi haklı görebilir ki ?! Belli bir dönem bütçedeki faiz oranlarının düşmesi, sonra bunun yükselmesi uygulanan modelin dış dalga etkisine bağımlı olduğunun açık göstergesidir. Elbette savunmasız bir ekonominin sonu, faizcilerin kuşatması ile karşı karşıya kalacak bir sonuçla bitecektir. Peki, faiz kuşatması yarılabilir mi? Uygulanan model değişmediği sürece, faizin ekonomi üzerindeki hâkimiyeti ve baskısı değişmeyecektir. Ekonominin iki işlevsel politikası olan maliye politikası ve para politikası, göbeğinden faize bağımlı haldedir. Faiz göbek bağını kesmeden, sonucun değişmesini beklemek hayal pereseliktir. Sonra Tarım kanunu bütçenin GSMH %1 den az olmaz diye kanun çıkarırsınız (madde 21), yaptığınız bütçe çıkardığınız kanuna aykırı olur. 2018 yılı genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 751 milyar 299 milyon 665 bin lira belirlendiği halde, bankalar 2 trilyon 112 milyar krediyi nasıl verdiğini, bunun nasıl mümkün olabildiğini sorgulamazsanız, kurulu faiz düzeneğinin işlettiği Borca Dayalı Para Sistemini anlayamazsın. Bir şeyi değiştirmek istiyorsanız kaynağını kurutmanız lazım. Aksi taktirde sahadaki ağdalı cümlelerle anlatılan başarılar, belli bir zaman sonra bütün etkileyiciliğini kaybedecektir. Bütçede yatırım teşvikleri mahiyetinde verilen olanaklar maalesef döngü içerisinde faize götürülüp veriliyor. KOSGEB krediyi alıyor, götürüyor döngü içinde zamanı gelmiş faize yatırıyor. Devlet olarak insanlar iş açsın, insan çalıştırsın diye verdiğiniz benzeri destekler, piyasa içindeki parayı emen ve kısıt tutulmasını sağlayan para kredi sisteminin faiz çarkına takılıyor. Bu tip kredi verme biçimleri, mevcut finansal sistemi taban üzerinden besler. Siz düşünün ki iki takım maç yapıyor(üretici-tüketici) süre 90 dakika, ama oyunun akışını bozan birileri sürekli sahaya girip müdahalelerde bulunuyor. İşte oyunun böyle durdurulması, ekonomik akışkanlığın ve doğal döngüsünün durdurulması, para kredi finans sistemi tarafından yapılmaktadır. 15 yıl içinde Ak Parti elbette siyasal manada ciddi badireler atlattı. Bunun getirdiği olumsuzluklar, Ak Parti'nin bu süreçte çözemediği faiz konusundaki durum, Cumhurbaşkanının da bir itirafı olarak ortadadır. Ancak hiç bir eleştiri yabana atılmamalı ama eleştirilerde kendi içinde tutarlılığı ile beraber yapıcı ve doğruyu gösterici olmalı. Maalesef Türkiye'deki muhalif olma geleneği siyasette nezaketsizliği ile beraber somut çözüme yönelikte değildir. Bu nedenle 2018 bütçesi değerlemelerinde, bütçe içindeki olumsuzlukları ifade ederken, muhalefet bunlara alternatif olarak sistemsel bir paket öneri ortaya koymalıydı. Muhalefetten böyle bir köklü sisteme yönelik çözüm öneriside göremiyoruz. Milli irade, millete olan sorumluluğunun bilincini, ekonomi sahasında da göstermek zorundadır. Bunuda ancak alternatif bir para sistemi ile yapabilir. Mevcut sanal, dijital ve benzeri para yapılanmaları faizci sistemin düşünce yapısıdır. Teknoloji, para/ölçü üzerinden kullanılacaksa, bu devletin tekelinde olmalıdır. Selam ve dua ile...