Piyasalar

Firavunlar için Kızıldeniz Yeniden Yarılacaktır!

Punto:
يَا قَوْمِ لَكُمُ الْمُلْكُ الْيَوْمَ ظَاهِر۪ينَ فِي الْاَرْضِۘ فَمَنْ يَنْصُرُنَا مِنْ بَأْسِ اللّٰهِ اِنْ جَٓاءَنَاۜ قَالَ فِرْعَوْنُ مَٓا اُر۪يكُمْ اِلَّا مَٓا اَرٰى وَمَٓا اَهْد۪يكُمْ اِلَّا سَب۪يلَ الرَّشَادِ “Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hâkim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah’ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım eder?…” (Mü’min 29) Bu ayeti kerime Hz. Musa ile Firavun arasındaki mücadele bağlamında zikredilmiştir. Hz. Musa’yı öldürmek için toplantı yapan Firavun’un danışma meclisinde imanını gizleyen bir zat vardı. Bu zat yorumlarıyla, Firavun ve yandaşı meclis üyelerinin zihinlerini açmaya uğraşıyordu. Diyordu ki: ”Siz bir adamı ‘Rabbim Allah’tır’ diyor diye öldürecek misiniz? Hâlbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirmiştir. Eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru söylüyorsa sizi tehdit ettiğinin bir kısmı olsun gelip size çatar. Şüphesiz Allah, haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola eriştirmez. Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hâkim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah’ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım eder?… Ey kavmim! Doğrusu ben sizin için, Nuh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, toplulukların başlarına gelen bir akıbetten korkuyorum. Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir. Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bağrışıp çağrışma gününden, arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah’tan kurtaracak kimse yoktur… Allah’ın sizlere verdiği güç ve iktidar gibi nimetler karşısında niçin nankörlük yapıyor ve O’nun gazabını davet ediyorsunuz?” (Mü’min 28–33) Firavun düzeni çağımızda da küresel kapitalizm olarak devam etmektedir. Küresel düzen, kendisine alternatif üreten her inanç ve kültürü ezmek, yok etmek üzere, hedef aldı ve almaya da devam etmektedir. Bu, sömürücü, ötekileştirici düzenin uygulamalarından doğan felaketlerin ve cinayetlerin haddi hesabı yoktur. Tek başına sömürgecilik tarihi, birinci ve ikinci dünya savaşları ve henüz yerel çatışmalar şeklinde sürdürülen üçüncü dünya savaşı, bu vahşi düzenin nasıl zalim bir düzen olduğunu göstermeye kâfidir. Firavun düzeninin Hak Din İslam karşısındaki temel karakteristiğiyse şudur: Allah’ı doğrudan yahut dolayı inkâr etmek (Laiklik, pozitivizm, akılcılık vb. düşünce ve uygulamalar). İnsanları, dinlerini ve kültürlerini ötekileştirmek, bir kısmını köleleştirmek, ülkeleri ve emekleri sömürmek, karşılarında birlik ve düzen kurmalarına mani olmak, aralarına fitne salarak birbirlerini katlettirmek, dini ahlak ve faziletleri yaşanamaz ve savunulamaz kılmak… vb. Sonuç: Firavunî düzen karşısındaki tek alternatif İlahî vahiydir. Firavun’un meclisindeki akli selim adam adeta vahyin sesidir. Her Firavun’un ve onun düzeni karşısında, bu hidayet üzere olan zat gibi, bir şahıs/lar, yahut şahs-i maneviler bulunması zorunludur. Galip gelecek olan ise peygamberi çizgiyi takip edenler olacaktır. İsteseler de istemeseler de, her Firavun ve onların düzeni, Kızıldeniz’in yarılan dalgaları arasına girecektir. Tarih bunun şahididir. M. Talat Uzunyaylalı