Piyasalar

EYLÜL HAZANI.!

Punto:

Hayatının Baharında ki yiğitlerin Sonbaharıydı,, idealizme, inanca, gaza ve cihad’a  ,açmış karanfillerin kışıydı ayazıydı. EYLÜL Hazanı.!

Çilenin,ızdırabın,yokluğun, yoksulluğun ete ve kemiğe büründüğü fidanların darağacına çekildiği bir “ah” ayıydı.EYLÜL.!

Emperyalizmin hazırladığı zemheriye karşı Ocak ateşinde kavrulmuş açmaya namzet baş kaldıracak kardelenlerin hazan ayıydı.EYLÜL.!

Davası “HAK” Yolu “HAKİKAT” olan ALLAH yolcularının yeşilken dökülen gözyaşlarının, yaşken kırılan,budanan dallarının ayıdır.EYLÜL.!

Vuslatın, hesabın, sevincin, hasretin, canan ile bir başka ukba-i bahara ertelendiği hüzün ayıdır.! EYLÜL.!

Mağdur, mazlum,mahzun ve haklı bir neslin darağacında, zalimlerle mertçe hesaplaştığı bir “KIYAM” ayıydı.EYLÜL.!

Mukaddes bir dava menbaasında hayat bulmuş,kişilik ve şahsiyet kazanmış idealist bir neslin inancının ve ideallerinin elinden alınmaya çalışıldığı bir kara zindan ayıdır.EYLÜL.!

Kara zindanları yusifiyeye çevirecek müderrislerin doğumuna gebe, ebe’lerine ise veba bir aydır.EYLÜL.!

Nizamsız,düzensiz, haksız,hukuksuz bir dünyaya vezin ve kafiye olmaya çalışan Niza-ı Alem davacılarının mücadelleriyle özdeşleşen, kanları ile sembolleşen, canları ile mühürlenen bir aydır.! EYLÜL.!

İlk göz ağrımız Ruhi Kılıçkıranla başlayan şehitler kervanına ; 9 ışığa tevafuk Mustafa Pehlivanoğlu’nun, Ali Bülent Orkan’ın, Selçuk Duracık’ın, Halil Esendağ’ın, Fikri Arıkan’ın, Cevdet Karakaş’ın, Ahmet Kerse’nin, Cengiz Baktemur’un ve İsmet Şahin’in darağacında dizilen şuhedamızın ayıdır.EYLÜL.!

Velhasılı kelam; İdam sehpasında iken,kendi celladınından helallik isteyen ağabeyimiz Selçuk Duracığın,  Devlet görevlilerinin idama götürmeden önce kendisine verdikleri idam gömleğini, üzerinde millet hakkı vardır diye reddetip kendi parası ile kefen almak isteyen ağabeyimiz Halil Esendağın helal davasının darağacına çekildiği zalimlere müstesna bir aydır.! EYLÜL.!

Aynı devrin,toprağın, kültür ve inancın neslini birbirine düşüren, kanla revan bir mücadelenin içerisine sürükleyip kara eylül ihtilali ile nihayetlendirip , içlerinde inanç ve ideal abidesi Ülkücülerin Şehadeti ile Ölümsüzleşen,Milli bir destanın ötelendiği aydır.  EYLÜL.!.

Bizim çocuklar başardı lafsıyla, Türk Milletinin İstiklal ve İstikbaline ipotek koymaya çalışan emperyalistlerin bu necip millete nedenli nüfus edebildiğinin, aczi yet,basiretsizlik,ihanet ve uşaklığın oranında sembolü aydır. EYLÜL.!

Bu melun ihtilal ile öncesinde zemin hazırlayacak, kaos,kargaşa, provokasyon ve savaş ikliminin arka planına karşı, tıpkı yakın tarihimizde yaşadığımız hain darbe kuşatmasına gösterilen ülkücü refleks ve sonrasındaki sergilenen onurlu duruş benzeri

Her dem ALLAH diyen, Her dem Vatan ve Millet diyen Ülkücülerin dönemin taşeronlarına karşı sergilediği Milli ve onurlu duruşun ayIdır.  EYLÜL.!.

Binlerce yıllık Türk Devlet ve Millet geleneğini referans ve temel alarak kurulmuş ve bu mihvaldeki inanaç ve idealizimi çerçevesinde Türk Siyasi hayatında rol oynamış;

Ülkücüler; dün olduğu gibi bugün ve yarın da Türk milletinin, tarihi misyonunu yeniden yüklenmesi yolundaki en büyük teminat Olduğunu son dönemdeki onurlu ve vakarlı millet ve devlet lehine duruşu ile tekerrürü sağlamaktadır

Yediden yetmişe bütün ülkücülerin bu gün içinde bulunduğumuz durumun muhasebesini sağlıklı bir şekilde yapa bilmesi , ve bu kutsal hareketi bölme ve engelleme çalışmalarına müdahil olmaması için.

Dünden bu güne ülkücü hareketin mücadele temelleri ve sürecininin dayandığı tarihi misyon ve sorumluluğu iyi özümsemesi gerektiği kanaatimizle

Rahmetli Başbuğumuzun ve ülkücü şuhedanın tarihe şamil bir mücadele ile kurdukları,kanları ile suladıkları,canları ile harcı oldukları Kutsal Davamız, Partimiz ve Ülkü ocaklarımız bize onların emaneti olup,

İster müdavimi olalım,isterse sorumluluğu ve vebalini üstlenen duayeni,yöneticisi olalım, aynı anne ve babadan olmasakta yeri gelmiş kardeşlik hukukununda üstüne çıkabilmiş, ahret kardeşliği ile özdeş ülküdaşlık hukuku ve bilinci gereğince;

Üstlenmiş olduğumuz misyon,vizyon ve sorumluluk gereği Başbuğumuzun ve şuhedamızın helal davalarına zelal getirmeden, haklı ve onurlu mücadelerine gölge etmeden

Her ülküdaşımızın hakkını hak bilip,hakkını  gözeterek temsil edip,hakkını arayıp hakkı için mücadele edip, sorumluluğumuz ve vebalimiz çerçevesinde

Üstlenmiş olduğumuz görev ve teşkilatları şahsi ve siyasi menfaatlerimize alet etmeden emaneti geleceğin inançlı ve idealist nesline,kadrolarına teslim edebilmek her ülkücünün şiarı olması dileklerimle..

Unutmayınız ki Ülkücü şuheda nefsi emareden- nefsi kemale ulaşarak bu emanetler için şehitler kervanına dizildiler..
Ve yine unutmayınız ki; “Ülkücüler...! Sistemin Tarihe Düştüğü Bir Anekdot Değil…Tarihe Yön ve Ruh Veren Bir Dipnottur..!” 
                                                            Ahmet Gökhan Yazıcı

Bu Milli destana ruh ve yön veren şanlı mücadele destanı ile ölümsüzleşen ve bugün bize bu kutsal ülkeyi, davayı ve teşkilatları emanet bırakan başbuğumuz Alparslan Türkeş beyin şahsında bütün ülkücü şühedayı rahmet ve şükranla anıyorum
Ruhlarını Şad ! Mekanları Cennet! Şefaatçileri Efendimiz Olsun.! İnşallah.!

ŞEFAATLERİNE nail ŞEHADETLERİNE dahil olmak dileği ile..!

selam-saygı-dua 
Prof Dr Ahmet Gökhan YAZICI