Piyasalar

Ekonomide Büyüme Karnemiz

Punto:
Ülkelerin Büyümeleri Önemlidir: Çünkü nüfusları olduğu yerde durmaz. Niceliği dursa bile niteliği değişir ve dolayısıyla ihtiyaçları değişir ve artar. Ayrıca rakipleri ve komşuları da olduğu yerde saymaz. Onlar da sürekli değişir. Büyüme önemlidir ancak büyümenin finansmanı daha önemlidir. Evet biz de büyüdük ve büyüyoruz. Türkiye 2018 yılında yüzde 2,57 büyüdü. AMA NASIL BÜYÜDÜ !? Büyümeye, kişi başı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) penceresinden baktığımızda en yüksek nokta olan 2013 yılına göre ciddi bir gerileme mevcuttur. Bu gerilemenin temel sebeplerinden biri hızlı yükselen dolar kurudur. NEDEN ACABA !? Çünkü büyümenin finansmanını BORÇLA yaptık! Evet yanlış okumadınız BORÇ la yaptık. 2018 yılında Türkiye iç borcu bütün alt kalemlerinde artarak 3,05 trilyon Türk Lirası oldu. Özel sektör kredilerindeki artış devam etti ve iç borcun yükselişinde çok etkili oldu. Borcu borçla çevirir olduk. Faiz kırbacını yiyip duruyoruz. Mevcut durumda nominal GSYH; 3.7 Trilyon TL oldu. İç borcun nominal GSYH'ye oranı yüzde 83 olarak gerçekleşti. Bu durum, üretici ve tüketicilerin piyasada mal ve hizmet değil borç çevirmeye çalıştığını gösterir. Esas dertleri, borçtur. Şimdi de dış borca bakalım ! 2018 yılında, ülkemizin brüt dış borcu, seviye olarak düşse de milli gelire oranla artış yaşadı. 2018 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla toplam dış borcumuz 445 milyar$. Peki, dolar cinsinden GSYH miktarı nedir? Dolar cinsinden GSYH; 784 Milyar $. Dış borcumuzun GSYH’ya oranı %57'ye yaklaşmıştır. Bu oran bize 2001 kriz döneminden bile daha sıkıntılı bir süreçte olduğumuzu gösterir. Dahası, son yıllarda dış borcumuz artarken borç vadeleri de kısalmaya başladı. Bu çok önemli bir tehdittir. Şimdi bu tablo önümüzde iken, dolarda istikrardan bahsetmek veya istikrar beklemek en hafif tabirle saymasını bilmemek olur. İşte Borca Dayalı Para Sistemi bizi böyle bir 'kurbağa haşlama' sürecine soktu. Piştikçe pişiyoruz. Hatta kavrulacağız. Bu sisteme mahkum değildik ve mahkum değiliz. Ancak zihnimizdeki tümörü aşamıyoruz. Bütün bunları ifade ederek, gerçek gündemi hatırlatayım istedim. ... Vesselam. Prof. Dr. Mete Gündoğan