Piyasalar

Bizi Ne Hale Getirdiniz?

Punto:
Yıl 1939. 7.2 şiddetindeki büyük Erzincan depreminde 116 bin 720 bina yıkılmıştır. 32 bin 962 kişi hayatını kaybetmiş, 100 bin kişi de yaralanmıştır. Enkaz altında binlerce insanımız kalmıştır. Devlet, halkıyla birlikte elinden geleni yapar. Ancak depremzedelere yardım gecikmektedir. CANLARI KURTARMAK LÂZIM. İstenilen insan gücünün de olmadığı Erzincan’da Savcı İzzettin Çakal farklı bir yola başvurur. Savcı Çakal, depremzedelere yardım etmeleri için büyük bir risk alarak, cezaevindeki mahkûmları akşama dönmeleri sözüyle 1 günlüğüne serbest bırakma kararı verir. Durumu mahkûmlara da anlatan savcı, tüm tutukluları bırakır. Söz verildiği gibi iş bitirilip, koğuşlara geri dönülmüştür. Akşam sayım yapılır. Tek bir mahkûm bile firar etmemiştir. Depremden bir yıl sonra, 1940 yılında çıkarılan bir kanunla enkazı temizleyen bütün tutuklu ve hükümlülere af geldi. Hepsi salıverildi. Savcı ise tarihe geçti. Rabbimizin Rahmeti ve Mağfireti onlarla olsun… Bu hikâyeden nereye mi gelmek istiyorum? 80 YIL SONRA SAVCI ARANIYOR! Savcı deyip geçmeyelim. Ülkelerdeki düzeni savcılar sağlar. Pislik varsa savcılar temizler. İtalya’da “temiz eller” savcısı Felice Casson gibi… Amerikalı savcı Preet Bharara gibi… Biz de İnisiyatif sahibi cesur savcılar arayalım mı? 80 YIL SONRA MAHKÛM ARANIYOR! Mahkum deyip geçmeyelim. Kaçma ihtimali neredeyse %100 olan bir ortamda hiç fire vermeden geri dönecek mahkûmlar nerede? 80 yılda insanımızı ne hale getirdiniz? Hangi değirmende öğüttünüz de, insanlığımızı ve ahlakımızı un ufak ettiniz? Yazık ettiniz. Bize çok yazık ettiniz. Bir ismi de EL MUNTEKIM olan Allah’ım. Sen kişiye yaptığının acısını tattıransın, intikamını alansın. Bize de güç ve imkân ver ki, biz de Sana yardım edelim (EN NASİR; yardım eden ve yardım edilen demektir) Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım. Hayırlar diliyorum Ankara, 23 Aralık 2019 Prof. Dr. Orhan Arslan