Piyasalar

Ahiret Kazancı

Punto:

Ahiret kazancı en büyük değil yegâne kazançtır

اَللّٰهُ لَط۪يفٌ بِعِبَادِه۪ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُۚ وَهُوَ الْقَوِيُّ الْعَز۪يزُ۟

 “Allah kullarına Latif’tir; dilediğini rızıklandırır; O, Kavi ve Aziz’dir.” (Şûrâ 19)   

Ayette geçen ‘latif, rezzak, kavi, aziz’ Rabbimizin sıfatlarındandır. Rab Teâlâ, kullarını kültürlerine göre ayırmaz. Zât’ına inansınlar inanmasınlar, şirk koşsunlar şirk koşmasınlar, putlara tapsınlar putlara tapmasınlar, nefislerine kulluk etsinler nefislerine kulluk etmesinler, O, kuvvetli, kudretli olmasına ve kendine itaatte kusur eden kullarına her cezayı anında vermeye muktedir olmasına rağmen bu cezaları ahirete erteler. Ruhların gelişme ve sınav yeri olarak yarattığı geçici dünya hayatında ayrım yapmaz, her insana, her hayvana ve bitkiye rızkını verir.

Devam eden yirminci ayette ise Rabbimiz şöyle buyurur: “Kim ahiret kazancını isterse onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını isterse ona da dünyadan veririz; fakat dünyacının ahiretten bir nasibi olmaz.”   

Ayette geçen ‘yuridu’ fiili istemek anlamındadır. Kişi, özgür iradesiyle Allah’a iman edip Kuran buyruklarına uygun bir hayat yaşamayı iradesiyle seçerse, istediği ahiret saadeti onun için hazırlanır. Çünkü ahiret kazancı en büyük değil yegâne kazançtır. Bu kazanç amellerin karşılığında elde edilir. Bir hadiste dünyanın ahiretin tarlası olduğu vurgulanmıştır. Dünya tarlasına iki türlü ekin ekilir; birisi bedenin ihtiyaçlarını gidermek için ekilen hububatlar. İkincisi de, bekadan gelip bekaya giden ruhun gıdası ibadet ekinleri. İbadet ekinleri bire üç bire beş vermez, bire yedi yüz ve daha fazlasını verir. İbadet ekinlerinin kat kat çoğaltılan kârları, Kuran’a ve Sünnet’e uygun bir hayat yaşamaktan ibarettir.   

 Sonuç: “Yaptıkları şeyler başlarına gelirken zalimlerin, korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip iyi işler yapanlar da cennet bahçelerindedir. Rablerinin yanında dilediklerine nail olurlar. Bu, büyük lütuftur.” (Şûrâ 22)

 

M. Talât Uzunyaylalı